SUŞEHRİ İLÇESİNİN KÖYLERİ
AKÇAAĞIL-AKINCI-AKŞAR-AKSU-ARPACI-ARPAYAZI-AŞAĞIAKÖREN-AŞAĞISARICA-BALKARA-BEYDEĞİRMENİ-BOSTANCIK-BOYALICA-BÜYÜKGÜZEL-ÇAKIRLI-CAMİLİ-ÇAMLIDERE-CEVİZLİ-ÇİTLİCE-ÇOKRAK-ELMASEKİ-ERENCE-ESENYAKA-ESKİMEŞE-ESKİŞAR-ESKİTOPRAK-GELENGEÇ-GÖKÇEKAŞ-GÖKÇEKENT-GÖZKÖY-GÜDELİ-GÜMÜŞTAŞ-GÜNEYLİ-GÜNGÖREN-GÜNLÜCE-HÖDÜCEK-KALE-KARACAÖREN-KARALAR-KAVŞUT-KAYADELEN-KEKEÇ-KEMALLİ-KESİKKAŞ-KIZILTAŞ-KİZİRYURDU-KOZÇUKUR-KÜÇÜKGÜZEL-KURUGÖL-KUZDERE-M.KARAAĞAÇ-N.KARAAĞAÇ-OLUCAK-POLAT-SAĞPAZAR-SARAYCIK-ŞARKÖY-SÖKÜN-SOLAK-TAKLAK-TAŞBAYIR-TATAR-TÜRKMENLER-ÜZÜMLÜ-YAMAÇ-YAYGINSÖĞÜT-YELKESEN-YEŞİLYAYLA-YONCALI-YUKARIAKÖREN-YÜREKLİ
SUŞEHRİ İLÇESİNİN TARİHİ
Suşehri İlçesi eski bir yerleşim merkezidir. İlçe tarihinin Bakır Çağına kadar indiği rivayet edilmektedir. Ova kesiminde, Kayadelen köyü civarında (Kılıçkaya Baraj gölü altında kalmıştır) Bakır Çağı özelliklerini gösteren eşyalara rastlanmıştır. Akşar, Eskişar, Kale köyleri ve Çataloluk beldesinde Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinden kalma kale kalıntıları mevcuttur. Büyükgüzel ve Küçükgüzel köylerinin (eski yerleşim yerleri) Roma devrinde önemli merkezler olduğu, rastlanılan tarihi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Küçükgüzel köyünde bulunan, mermer aslan başı Sivas Müzesinde sergilenmekte dir. Ayrıca aynı köyde bulunan önemli bir yapıya ait olduğu sanılan bazı kalıntılar, Hükümet Konağı bahçesinde muhafaza edilmektedir. Şu anda Suşehri’ne bağlı bir köy olan Akşar’ ın (Akşar-Abat) bilhassa ortaçağda önemli bir merkez olduğu, Suşehri ve civarının idari açıdan buraya bağlı olduğu, Suşehri Ovasının “Akşar Ovası” olarak anıldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Suşehri ve Çevresinde Meydana Gelen Tarihi Olaylar
Kösedağ Savaşı (3 Temmuz 1243)Kösedağ’ın kuzey eteklerinde kurulmuş olan Suşehri ve ovası, 1243 yılında Anadolu Selçuklu devletinin yıkılmasına neden olan Kösedağ Savaşına sahne olduğundan bu savaşa ait tarihi kalıntılara rastlamak mümkündür. Sivas’ın 80 km. kadar doğusunda, Suşehri ovasında sıralanan dağlar içinde diğerlerinden sıyrılan Kösedağ, koynundaki efsaneleri ile bu savaşın hatıralarını taşımaktadır.
Kösedağ ve Köse Süleyman Ziyareti
Kösedağ’ın zirvesinde Köse Süleyman Ziyareti bulunmaktadır. Yöre halkının inanışına göre Köse Süleyman bir Selçuklu komutanıdır ve bu savaşta şehit düşmüştür. Suşehri, Akıncılar, Gölova, Zara, Koyulhisar ilçeleri ile Sivas, İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimizden gelen ziyaretçiler, Kösedağ Savaşı’nın yıldönümüne rastlayan Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü hiçkimseye herhangi bir çağrı yapılmadan Kösedağ’a çıkarlar
Kösedağ savaşının hatıralarını taşıyan bu yörede, çobanların ok ucu, kalkan parçası, örgülü zırh demirleri buldukları halk tarafından görülmüştür. Savaşın yapıldığı Gemin Beli ve Gemin Deresinde, bir yol yapımı çalışmaları sırasında bulunan demir örme iki zırh da Sivas Müzesi’nde bulunmaktadır.
Mevlana’nın Suşehri’ne Gelişi
Tarihi kaynaklar, Mevlana’nın babası ile birlikte Erzincan’dan Suşehri’ne geldiklerini, Erzincan Emiri Fahrettin Behramşah tarafından kendilerine Suşehri Akşar köyünde bir medrese yaptırıldığı, bazı kaynaklara göre Mevlana’nın bu medresede 2 ya da 4 yıl kalıp, orada ders verdiği rivayet edilmektedir.
Osmanlılar Dönemindeki Tarihi Olaylar
Suşehri’nin kurulduğu Kelkit Vadisi, Anadolu’nun doğuya açılan kapılarından biridir. Bu tarihi yolun Osmanlı padişahları tarafından doğu seferlerine çıkışlarında kullanıldığı bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmet’in Otlukbeli, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran, lV. Murat’ın Bağdat Seferi sırasında Suşehri’nden geçtikleri tarihleriyle sabittir. Osmanlı Rus harbinde ordumuzun doğuda yenilgiye uğraması, doğu illerimizin düşman işgaline uğraması üzerine, Suşehri ve çevresi adeta göç yolu haline gelmiş, bu yolu izleyen binlerce insan Anadolu içlerine göç etmiştir. Bu yıllarda 3. Ordu Karargahı Suşehri’ne taşınmıştır.
Kurtuluş Savaşı Ve Cumhuriyet Döneminde Suşehri
Büyük Önder Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi’ne giderken 28 Haziran 1919 günü Suşehri’ne uğramış, Mehmet Ali Efendi Konağında ağırlanmıştır. Bu misafirlik sırasında Suşehri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubesi Kurulmuş; başkanlığa Mehmet Ali Efendi getirilmiştir. Çeçenzade İsmail Hakkı Bey’in Suşehri’ni Erzurum Kongresinde delege olarak temsil etmesi kararlaştırılmıştır ve Çeçenzade İsmail Hakkı Bey Suşehri Delegesi olarak Erzurum Kongresine katılmıştır. Atatürk, Erzurum Kongresi dönüşünde İlçemize tekrar uğramıştır. Büyük Önderin ilçemizden geçtikleri bu gün (1 Eylül ) Suşehri’nin mahalli günü olarak kabul edilmiş olup her yıl törenlerle kutlanmaktadır.
Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk yaptığı Doğu Anadolu gezisi sırasında (Eylül 1924) beraberinde Latife Hanım ve kalabalık bir heyetle Suşehri’ne uğramış, Kurtuluş Savaşı anılarını tazelemek niyetiyle Mehmet Ali Efendi’nin Konağına misafir olmuştur.
SUŞEHRİ İLÇESİNİN COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Suşehri, Türkiye’nin kuzeydoğu bölümünde, 38.04 doğu boylamı ile 40.08 Kuzey enleminin kesiştiği yerde bulunmaktadır. Özel konumu bakımından ise Karadeniz bölgesinin iç kısmında yer almaktadır. Alanı 985 km2’dir. Doğusunda Akıncılar, Güneyinde İmranlı, Güney-batısında Zara, Batısında Koyulhisar, Kuzeydoğusunda Şebinkarahisar İlçeleri bulunmaktadır.
Karadeniz dağları, ilçenin deniz etkilerinden yararlanmasını engeller. İlçe 950 metrelik rakımı ile Türkiye ortalama yüksekliği seviyesindedir. Coğrafi konumu bakımından Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesinin pek çok özelliklerini yansıtır. Kısaca, bu iki bölgenin farklı özelliklerini birleştiren bir ara kesit gibidir. İlçenin etrafı Kızıldağ, Kösedağı ve Karadeniz dağlarıyla çevrilidir.
İlçe merkezinin bulunduğu noktadan doğuya doğru uzanan Suşehri Ovası, yükseklerden taşınan alüvyonlarla kaplıdır. Bu nedenle ova, tarıma oldukça elverişlidir. İlçe sınırları içerisinden geçen Kelkit çayı üzerine inşa edilen Kılıçkaya ve Çamlıgöze baraj gölleri oluşmuştur.
Suşehri, Gemin ve Polat derelerinin sularıyla beslenen Kelkit çayı vadinin en önemli akarsuyudur. İlçenin iklimi Karadeniz Bölgesinin ılıman, İç Anadolu Bölgesinin karasal iklimi arasında geçiş çizgisindedir. Bu nedenle yazları kurak, kışları İç Anadolu’ya göre ılık geçmektedir. Kışın yağışlar genellikle kar şeklindedir. En bol yağmur ilkbaharda yağmakta, sonbahar ise kısa geçmektedir. Yapılan rasatlarda, İlçede yıllık ortalama sıcaklığın 9.60, en sıcak ay ortalamasının360, en soğuk ay ortalamasının –9.20, en soğuk gün sayısının 91 gün olduğu ve en soğuk günün –200 ye kadar indiği, yıllık yağış ortalamasının m2 ye 245.2 mlt. olduğu tespit edilmiştir.
İlçeyi etkileyen iklimin çok değişik etkenlere açık oluşu bitki örtüsünü de oldukça çeşitlendirmiştir. İlçenin Karadeniz’e doğru sokulan kuzey bölümünde yer alan Tatar ve Güneyinde bulunan Karacaören bölgeleri ormanlarla kaplıdır. Ormanlık sahaların dışındaki bölgeler, kısmen çalılık ve fundalık, kısmen de çayır ve meralarla kaplıdır.
Suşehri, Türkiye’nin kuzeydoğu bölümünde, 38.04 doğu boylamı ile 40.08 Kuzey enleminin kesiştiği yerde bulunmaktadır. Özel konumu bakımından ise Karadeniz bölgesinin iç kısmında yer almaktadır. Alanı 985 km2’dir.Doğusunda Akıncılar, Güneyinde İmranlı, Güney-batısında Zara, Batısında Koyulhisar, Kuzeydoğusunda Şebinkarahisar İlçeleri bulunmaktadır. Karadeniz dağları, ilçenin deniz etkilerinden yararlanmasını engeller İlçe 950 metrelik rakımı ile Türkiye ortalama yüksekliği seviyesindedir.
Coğrafi konumu bakımından Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesinin pek çok özelliklerini yansıtır. Kısaca, bu iki bölgenin farklı özelliklerini birleştiren bir ara kesit gibidir. İlçenin etrafı Kızıldağ, Kösedağı ve Karadeniz dağlarıyla çevrilidir. İlçe merkezinin bulunduğu noktadan doğuya doğru uzanan Suşehri Ovası, yükseklerden taşınan alüvyonlarla kaplıdır. Bu nedenle ova, tarıma oldukça elverişlidir. İlçe sınırları içerisinden geçen Kelkit çayı üzerine inşa edilen Kılıçkaya ve Çamlıgöze baraj gölleri oluşmuştur.
SUŞEHRİ’NDE EĞİTİM VE KÜLTÜR
Eğitim -Kültür
Suşehri’nde kültürel yapıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri coğrafi konumdur.
İlçenin İç Anadolu ile Karadeniz Bölgelerinin geçiş çizgisinde yer alması, iklim ve bitki örtüsünde olduğu gibi kültür ve folklarda da geçiş özelliklerini ön plana çıkarır. Yörede İç Anadolu ve Karadeniz kültürü bir arada görülür. Bunun en çarpıcı örneği, İç Anadolu Bölgesine has davul zurna ile Karadeniz Bölgesinin karakteristik enstrümanı kemençenin yan yana görülmesidir. Halk oyunlarında da geçiş özelliklerini görmek mümkündür. Suşehri’nde Karadeniz Bölgesinin “HORON” u ile İç Anadolu bölgesinin “HALAY”ı adeta iç içe girmiş gibidir. İlçenin tarihindeki olaylar, temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılıkla ilgili faaliyetler, Suşehri kültüründe etkin olan diğer faktörlerdir.
Mahalli Yemeklerden Örnekler
Siron (Sırım-Zırın) :Yufka açılır, sacda az pişirilir. Soğuyan yufka, baş parmak kalınlığında sarılır. 3-4 cm uzunluğunda kesilir. Yayvan siron sahanına dizilir. Üzeri yoğurtlanarak, biberli yağ gezdirilir.
Kavut :Kavrulmuş buğday ve mısır, değirmende öğütülür. Elde edilen un yağda kavrulur, helva kıvamına gelinceye kadar su konur.
Lokma (Lokum) :Bir tava dolusu yağ eritilir. Soğuyunca içine 7-8 yumurta kırılır. Tuz ve su ilave edilerek katıca bir hamur yapılır. Bu hamurdan parçalar alınarak kalem iriliğinde kesilir, yağda kızartılır. Gün öncesinden içine kuru üzüm atılarak bekletilmiş şerbet dökülerek servis yapılır.
Peskütan Çorbası :Her yıl kış aylarında yemek üzere, sonbaharda yağı çıkarılmış ayranı yoğurt kıvamına gelinceye kadar kaynatıp tuzladıktan sonra, uzun süre saklanan peskütan soğuk suda ezilerek kaynatılır. Üzerine az miktarda mercimek ve yarma eklenir. Bunlar piştikten sonra, üzerine yağda kavrulmuş yabani nane (Anuk) atılarak sıcak bir şekilde yenir.
Gelecoş:
Yağ tencerede eritilir, içerisine kıyma ve soğan konularak karıştırılır. Soğan iyice öldükten sonra su ilave edilir. Bir miktar peskütan, bu suda ezilerek kaynatılır. İyice ısıtılmış lavaş ekmeği, genişçe bir kaba doğranarak bu ekmeğin üzerine döküldükten sonra sıcak bir şekilde yenir.
Bunlardan başka, ilçemize has yemekler arasında şunları söyleyebiliriz: Keşkek, yağlaş, kavut, fırın kurusu (peksimet), ekmek paparası, dövmeç yemeği, kete, madımak, kısır, bat, ekmek aşı, mercimekli aşlık çorbasıdır.
İlçemizin yüksek köylerinde ve ovada yetiştirilen fasulyeleri, ince kabuğu, çabuk pişmesi ve lezzetiyle yurt içinde büyük üne kavuşmuş olup fasulyeye birçok bölgemizden talep gelmektedir. Ayrıca ilçemizin peynir ve çökeleği lezzetiyle ön plana çıkmaktadır.
SUŞEHRİ’NDE TURİZM
Gezilip görülmeye değer yayla ve ormanları değerlendirilmesi gereken turizm potansiyelinden bazılarıdır.Ayrıca ilçe sınırları içinde inşa edilen Kılıçkaya ve Çamlıgöze barajlarının arkasında oluşan göller, yeni turizm imkanları doğurmuştur. Baraj göllerinde yapılan tatlı su balıkçılığı, meraklılar için bulunmaz bir nimettir.Yayla ve ormanlarda alabalık meraklıları için bulunmaz yerler mevcuttur. Gemin deresi, Tatar ormanında Alakavak Deresi, bunların başında gelmektedir.
İlçe civarında bitki örtüsü av hayvanlarının üremesine müsait olduğundan av turizmi geliştirilebilir.Ova tabanında bıldırcın, yükseklere çıkıldıkça kınalı keklik, tavşan, yaban domuzu avı yapılabilir. Baraj gölleri ise yaban ördeği ve yaban kazı avı yapılan uygun alanlardır. Ayrıca baraj göllerinde yayın balığı ve aynalı sazan balığı tutulmaktadır.Her yıl Temmuz ayında Kösedağ Şehitlerinin anıldığı, toplu ziyaret edildiği “Anma Günü”ne ilçe ve civardan çok sayıda kişi katılmaktadır.Tatar ormanları, Alakavak, Eşek meydanı gibi mesire yerleri görülmeye değer güzelliktedir.İlçe, her yıl yaz aylarında gurbette bulunan sakinlerini Karacaören’n Kirazlıpınar yaylasında ağırlamakta, bu zamanlarda ilçenin nüfusu iki katına çıkmaktadır.Hergün ilçe merkezinden 3 otobüs firması, İstanbul ve Ankara’ya seferler düzenlemektedir.Yeni oluşturulan Karacaören Kirazlıpınar Yayla Şenlikleri çok büyük bir katılımla önemini artırmaktadır.Kılıçkaya baraj gölünde su kayağı, sörf gibi su spor dalları geliştirilmektedir.İlçe, kış turizmi olarak kayak yapılabilecek tepeliklere sahip durumdadır.
SUŞEHRİ’NDE ULAŞIM VE EKONOMİ
İlçemizden E-80, D-100 devlet kara yolu geçmektedir. İlçemizin İl Merkezine uzaklığı 128 km olup Gemin deresi yolundan sağlanmaktadır. Yolun tamamı asfalttır. İlçemiz, İç Anadolu’yu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgelerine bağlayan önemli bir köprü durumundadır. İl merkezine 128 Km uzaklıkta bulunan ilçemiz, Türkiye’nin kara, hava ve demiryolları ulaşımı açısından en gelişmiş illerinden biri olan Sivas’la ulaşımı rahatlıkla sağlanmaktadır.
İhtiyaçlara cevap vermeyen eski otobüs terminali yerine ilçemizde 2009 yılında hizmete giren ‘şehirlerarası otobüs terminali’ ile şehirlerarası ulaşım büyük ölçüde rahatlamıştır. Şehir içi ulaşımı, ilçemizde SS.45 Nolu Minibüs Taşıyıcılar Kooperatifinin 20 araç filosuyla sağlanmaktadır. MYO’nun hemen önünden kalkan araçlarla şehrin bütün noktalarına ulaşmak mümkündür.
İlçe merkez ve köylerinde telefonsuz yerleşim birimi bulunmamaktadır. İlçemizden TRT ye ait bütün kanallar ve özel kanalların büyük bir kısmı izlenmektedir. İlçemizde bir adet yerel radyo yayın yapmakta; biri haftalık ikisi günlük üç adet yerel gazete çıkarılmaktadır. Ayrıca internet erişimi sorunsuz bir şekilde sağlanmaktadır.
İlçenin temel geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır. İlçemizin yüzölçümü 100.600 hektar olup bunun 50.651 Tarım arazisinin 13.000 hektarı sulanan arazi, 12.651 hektarı sulanabilir olduğu halde sulanamayan ve 25.000 hektarı kuru tarım alanıdır. İlçemiz coğrafi konumu ve rakımı nedeniyle mikro klima özelliğine sahiptir. Bu durum Sivas ili genelindeki bitkisel üretimden farklı ürünlerin yetişmesini sağlamaktadır. Hububat üretiminde ekiliş ve hasatlar mikroklima özelliğinden dolayı Sivas’tan üç hafta önce başlamaktadır. Büyük ölçüde makineli ve sulu tarım yapılmaktadır. Buğday, şeker pancarı, fasulye, patates, kavun, karpuz, çeşitli sebze ve meyveler, son yıllarda güneye bakan bazı köylerimizde (Günlüce, Akıncı, Arpacı, Eskimeşe) ise Antep fıstığı yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Türkiye’nin % 10 alabalık ihtiyacı ilçemizden karşılanmaktadır.